Tolga Turan, eski bayramlara duyulan özlemi kaleme alırken, bayram ruhunu yeniden yaşatmanın elimizde olduğunu vurguluyor!
Bayram sabahlarının telaşı, büyüklerin elini öperken duyulan heyecan, sıcacık sofralarda bir araya gelen kalabalıklar... Geçmişin bayramlarını düşününce içimizi tarifi zor bir özlem kaplıyor. Peki, gerçekten eski bayramlar daha mı güzeldi, yoksa bizler mi onları eskittik?
Eskiden bayramlar, sadece takvim yapraklarının değişmesiyle değil, insanların içindeki coşkuyla yaşanırdı. Şimdilerde ise bayramlar, çoğu zaman birkaç tatil gününe sığdırılan, ekran başında geçirilen anlardan ibaret hale geldi. Eskiden bayramlar için günler öncesinden hazırlık yapılır, evler mis gibi temizlik kokardı. Şimdi ise bayramlar, marketten alınan hazır tatlılarla geçiştiriliyor. O zamanlar bayram, sadece bayramlık kıyafetler ve hediyeler demek değildi; bayram, gönüllerin genişlemesi, kalplerin birbirine dokunmasıydı.
Aslında zaman değişse de bayramın ruhu hâlâ bizimle. Ancak bizler, yoğun iş temposu, dijital dünya ve bireyselleşen hayatlarımız içinde bu ruhu yıprattık. Belki de eski bayramları özlerken, aslında özlediğimiz şey çocukluğumuzdur. Bayramı bayram yapan, koşulsuz sevgiyle kurulan ilişkiler, ziyaret edilen büyükler ve paylaşılan samimi anılardı.
Eski bayramları geri getirmek mümkün mü? Elbette! Kalpleri açarak, büyüklerimizi ziyaret ederek, çocukları sevindirerek, sofraları paylaşarak... Bayramların büyüsü, eskiyi hatırlamakla değil, yeniden yaşatmakla mümkün. Eski bayramları eskiten bizlersek, onları tekrar yaşatacak olan da bizleriz.
Bayramların sadece bir tatil günü olmadığını, bir araya gelmek, affetmek ve paylaşmak için eşsiz bir fırsat sunduğunu hatırlayalım. Belki de bu bayram, özlemle andığımız o eski günlere yeniden dönmek için bir başlangıç olur...
Herkese huzurlu, birlik ve beraberlik içinde bir bayram dilerim!
Tolga TURAN
Uzm. Aile ve Evlilik Danışmanı