23 Nisan’ın anlamı, çocuklara armağan edilen bir bayramdan çok daha fazlası; Atatürk’ün vizyonunu ve milletin iradesini yansıtıyor.
Bir çoğumuzun çocukluğunun vazgeçilmez sloganı değil miydi bu cümle? Bir çok sorunla birlikte yaşamaya çalıştığımız bu günlerde de böyle bir neşeye ihtiyacımız var aslında.
Bir Milletin Kendi Kaderini Tayin Ettiği Gün
23 Nisan 1920, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) açıldığı tarihtir. Bu tarih, Türk milletinin kendi kaderini tayin etme iradesini ortaya koyduğu ve halk egemenliğine dayalı yönetim anlayışının resmileştiği gündür. TBMM'nin açılması, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesinin hayata geçirilmesidir. 23 Nisan, sadece bir meclisin açılışı değil, aynı zamanda bir halkın bağımsızlık mücadelesindeki kararlılığının da simgesidir. Bu yönüyle 23 Nisan, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük iradesini tüm dünyaya ilan ettiği tarihi bir dönüm noktasıdır.
Bayramın Evrensel Bir Boyuta Taşınması
Atatürk, 1929 yılında çocuklara armağan etti bu bayramı. O günden bugüne de etkisi artarak dünya çocuklarına kadar yayıldı ve tüm dünya çocuklarının paylaştığı ve coşkuyla kutladığı uluslararası bir bayram haline geldi. Bugün 30 ülkeden 600 çocuk, 23 Nisan coşkusunu Türkiye'de yaşayacak. TRT tarafından 47'ncisi düzenlenen Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği için dünyanın dört bir yanından çocuklar Ankara'da buluştu.
Bir Vizyonerin Çocuklara Bakışı
Herhalde bu bayramın çocuklara armağan edilmesi sadece Atatürk’ün çocuk sevgisi ile açıklanamaz. O bir vizyonerdi ve hem çocuklara hem gençlere ayrı bir önem veriyor, onları geleceğin teminatı olarak görüyordu. Bunu da her fırsatta hem gösteriyor hem de uyguluyordu. Onlar geleceğin teminatı ve Cumhuriyet'in aydınlık yüzleri olacaktı, biliyordu.
Çocukların Kalbindeki Sevgiden Umuda
Yapılan ve yaşanan onca şeye rağmen, bugün hala o minik yüreklerde Atatürk sevgisi var olmaya devam ettiğine göre çocuklar görmüştü. Atalarının onlara olan sevgisini ve çocuk yüreği, sevgiyi anlayıp karşılık vermeyi de biliyordu. Gün geçtikçe artan bu sevgiyi böyle özel günlerde toplumun her yaştaki çocuğuyla paylaşabiliyor olmak da umudumuzu ve inancımızı daha da pekiştiriyor. Mesela otobüse binen bir ablamız o coşkuyla tüm otobüsün bayramını içtenlikle kutlayabiliyor.
Güzel günlerde güzel şeyler konuşalım ve güzel şeyler paylaşalım düşüncesiyle duygularımızı Atatürk'ün çocuklara söylediği şu sözlerle tamamlamış olalım:
"Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler, hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz."