HABER MERKEZİ - ELİF AYDEDE ÖLMEZ / Özel Sağlık Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. İsmail Yaman, toplumda yaygın görülen safra kesesi taşı hastalığında uzman hekime başvurulması gerektiğini belirtti. Risk faktörlerinden cerrahi seçeneklere kadar birçok konuda bilgi veren Yaman, özellikle belirti göstermeyen taşlarda tedavi planlamasının dikkatle yapılması gerektiğini vurguladı.
Safra Kesesi Taşı, Toplumun Beşte Birinde Görülebiliyor
Safra kesesi taşı hastalığının hem ülkemizde hem de dünyada oldukça yaygın görüldüğünü belirten Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. İsmail Yaman, “Toplumlara göre değişmekle birlikte insanların yüzde altı ila yüzde yirmisinde safra kesesi taşı tespit edilmektedir” dedi.
Hangi Durumlar Taş Oluşumunu Tetikliyor?
Doç. Dr. Yaman, safra taşı oluşumuna yol açan risk faktörlerine dikkat çekerek şu bilgileri verdi:
“Şeker hastalığı, fazla kilo, kolesterol yüksekliği, kadın olmak, ailede taş öyküsü bulunması, düşük lifli ve yüksek kalorili beslenme, fiziksel aktivite azlığı, çok sayıda doğum yapma, uzun süre aç kalma, hızlı kilo kaybı, bazı karaciğer hastalıkları ve hormon tedavileri taş oluşum riskini artırır.”
Farklı Organlarda Ciddi Sorunlara Yol Açabiliyor
Safra kesesinin karaciğerden salgılanan safrayı depolayan ve sindirime yardımcı olan bir organ olduğunu hatırlatan Yaman, taş oluşumunun ciddi sonuçlara yol açabileceğini ifade etti.
“Safra sıvısındaki bazı maddelerin eksikliği, akışkanlığın bozulmasına ve tortulaşmaya neden olur. Bu da taş oluşumunu başlatır. Safra kesesi taşı; safra yolu enfeksiyonu, pankreas enfeksiyonu, sarılık gibi hastalıklara yol açabilir.”
Çoğu Vaka Belirti Vermiyor
Safra taşı bulunan bireylerin büyük kısmında herhangi bir belirti görülmediğini belirten Yaman, bu durumun teşhisi geciktirebileceğini söyledi.
“Taş bulunan kişilerin yüzde elli ila yüzde yetmişinde hiçbir şikâyet olmayabilir. Genellikle başka nedenlerle yapılan karın ultrasonlarında tesadüfen fark edilir. Belirti gösteren hastalarda sağ üst karın bölgesinde ağrı, bulantı, kusma ve bazen de sırt ağrısı görülür.”
Her Taş Ameliyat Gerektirmiyor
Belirti veren hastalarda cerrahi müdahalenin gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Yaman, “Şikâyete neden olan taşlar için cerrahi şarttır. Ancak hiçbir belirti vermemiş taşlarda ameliyat her zaman gerekli değildir. Bu hastaların yüzde on ila yüzde yirmi beşi ilerleyen yıllarda sorun yaşayabilir. Kan hastalığı, obezite cerrahisi ya da kalın bağırsak cerrahisi geçirecek olanlara ve bir santimetreden büyük safra kesesi polipi olanlara cerrahi önerilir” dedi.
Laparoskopik Cerrahiyle Hızlı İyileşme
Cerrahi müdahale süreci hakkında bilgi veren Yaman, laparoskopik yöntemin hastaya birçok avantaj sağladığını belirtti.
“Bu yöntemde üç-dört adet yarım ya da bir santimetrelik küçük kesiyle operasyon yapılır. Daha az ağrı, kısa hastanede kalış süresi, hızlı taburculuk ve erken normal hayata dönüş mümkündür. Genellikle hasta aynı gün hastaneye yatırılır, altı saat sonra beslenmeye başlanır ve ertesi gün taburcu edilir.”